‘Yüreğimden aklıma çılgınca bir dilek yükseldi ve kaba bir kahkahaya neden olacak olsa bile, onu bastırmaya niyetim yok: Toplumdaki cinsiyet farkının ortadan kalktığını -cinslere özgü davranışı aşkın uyandırması dışında- görmeyi içtenlikle istiyorum’ diyordu 18. Yüzyıl sonunun feminist öncüsü Mary Wolstonecraft.
Elinizdeki kitapta yer alan tarihsel ve sosyolojik incelemeler, aradan geçen onca yılda, Batı dünyasının kaydettiği tüm ilerlemelere rağmen, erkekler karşısında kadınların göreli durumunda köklü bir değişiklik olmadığını gösteriyor. Liberal demokrasi, kadınlar üzerindeki baskıyı olsun, bu baskıya karşı tepkileri olsun, iceltmiş ve daha karmaşık hale getirmiştir. Dolayısıyla kadın hareketinin asıl büyük mücadeleleri, henüz önünde uzanıyor.

 

(Kaynak Yayınları, 1984)