(Dost Kitabevi,2009)
Kız ya da oğlan doğarız, kadın ya da erkek oluruz. Cinsiyet ayrımı toplumların farklı farklı yorumlara tabi tuttukları doğal bir veridir. Her yerde cinsiyet ayrımı vardır, ancak, çoğu zaman bu ayrım bir hiyerarşiye yol açar. Erkek kadına hükmeder, onu sadece kendisi insanlığı temsil ediyormuşçasına siler. Sylviane Agacinski, bu ayrımın ayrımcılığa varan boyutlarını ele almakta ve “evrenselci” söylemlerin de bu tuzağa düştüklerini öne sürmektedir. Yazar, bu kitapta erkek modellerden kopmayı öne süren bir karmalık modeli sunmakta ve uzun bir süre feminizmi de belirleyen kadınlık utancından sıyrılmayı önermektedir. Yazar, kadınların özgürlükleriyle, “biyolojik kaderleri” arasında bir çelişki olmadığını, tersine anneliğin, ötekine ilişkin büyük bir sorumluluk deneyimi olduğunu söyler.