Dünya’da yalnızca son altı bin yıldır ataerkil düzen görülmektedir. Daha önce tam bir milyon yıl, toplulukları kadınlar yönetmiş, hayvandan insana geçişte en önemli rolü kadınlar üstlenmişlerdir. Dünyamızdaki ilk çiftçiler, ilk doktor ve bilim adamları kadındır. Toplumsal güdülerin gelişmesine cinsel ilişkiler değil, anasal işlevler yol açmıştır. Dişi cins, erkekleri hayvanlıktan çıkarıp insanlığa yükseltmiş, ırkımızı uygarlığın eşiğine getirmiştir. Erkekler sürekli olarak avlanmakta ve savaşmaktaydılar. Bu nedenle insanlığı hayvansı yaşantısından kurtarıp insan özellikleriyle donatma işi, kadınlara kalmıştı. Kadınlar bir arada çalışmaktaydılar. Bunun sonucu olarak, anaerkil toplum, insanların birbirlerine karşı kardeşçil duygular beslediği bir başka toplumsal dizgeyi yarattı. Aslına bakılırsa, kadınlar, erkeklere birbirleriyle ve diğer türdeşleriyle geçinmeyi öğretti.
(Payel Yayınları, 1982)